Amy çocuğa aval aval bakarken eli doğruca Brooke'un kitap dolu kollarına doğru gitti ve dürtmeye başladı. Tabii ki yüzü hala karşıya dönük, gözleri hala çocuğu süzüyordu. Bu da Brooke'a dikkat etmediğini yeterince belli ediyordu. Çünkü Brooke sarsılan kollarından ağır kitaplarını düşürdüğünde bile Amy, O'nu dürtmeye devam ediyordu. Sonunda olan oldu ve Brooke kitaplarını toplamaya çalıştığı sırada merdivenle poposu iyi bir ikili oldular. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Brooke kendisini poposunun üzerinde yere kapaklanmış bir vaziyette bulduğunda saniyeler geçmiş gibiydi. Brooke kafasını kaldırıp Amy'e şok içinde bir bakış attı ve bu kez merdivendekiler kıkırdama değil kahkaha duymaya başladı. Brooke elleriyle yüzünü kapatmış kırmızı olana dek gülmüştü. Bu sırada da bir öksürük işitti. Karşısında Amy'nin baktığı çocuk vardı ve Brooke'a kitaplarını uzatıyordu.
"Teşekkürler" dedi ve kitaplarına uzanarak onları aldı. Çocukta kısa bir kahkaha atarak "Önemli değil." diye cevap verdi.Amy Brooke'un yanına geldi ve birlikte gülmeye başladılar.Karşılarındaki çocuk "Bence artık gümeyi kesmelisiniz suratınız cidden morardı." diyerek güldü. Brooke çocuğa bakarak "Beni suçlama herşey senin yüzünden oldu yanımdaki şapşal aval aval seni izlerken beni iktirmeseydi..." cümlesini bitiremeden Amy onun ağzını kapamıştı ve hiçbirşey söylemesede tüm yüzü kıpkırmızı olmuştu. İçinden lanetler okuduğuna emindi Brooke. Sonra çocuk gülerek Amy'e baktı.
"201 nolu odada kalıyorum adım Chris ve senle sonra görüşürüz umarım " dedi ve gülümseyerek uzaklaştı. Amy kızgın bir suratla hala gülen Brooke'a baktı. İçindende umarım diyerek tekrarladı. Hemen sonra da Brooke'a söylenmeye başladı.
''Kötüsün, hem de çok!'' Amy -tabii ki- Brooke'a gerçekten öfkeli değildi. Ama bu, çocuğa rezil ettiği gerçeğini değiştiremezdi.
''Sanırım kanımda var. Hem tarafımızdan belli değil mi?'' Evet, kötü olmak kanında vardı Brooke'un. Tıpkı Amy gibi.
''201, Brooke. Bundan böyle uğurlu rakamım 201.'' Brooke güçlü bir kahkaha attı ve henüz normale dönen yüz rengi tekrar kırmızılaştı.
''Sürtüğün tekisin Amy. Brad'i ne çabuk unuttun?''
''Sürtüğün tekiyiz Brooke. Benim gibi olduğunu nasıl unuttun.''
''Lanet kütüphaneye gidelim artık.'' Brooke bu küçük dalgalarını kesip, işlerini halletmek istiyordu. Sonra da şansı varsa iyi bir uyku çekmek.